reklam

Dügün Tv Aydin Çine


 

BİR HİKAYEM VAR OKURMUSUNUZ

Yazar fotoahmet 9 Nisan 2018 Pazartesi 0 yorum
Hz İsa bir gün köye uğrar. Köyde
bir elbise boyacısı vardır ki bütün köylüler
kendisinden şikayetçidirler. Çünkü boyacı
elbiseleri boyamak için bir yandan sularını
kesmekte, bir yandan da boyalarla suyu
kirletmektedir.
Köylüler toplanarak hep birden boyacıyı İsa
(Aleyhisselâm)'a şikayet ederler ve "Ey İsa!..."
derler. "Bu adama öyle bir bedduâ edin ki
gidişi olsun, fakat bir daha dönüşü olmasın."
Bunun üzerine İsa Peygamber de şöyle duâ
eder:
"Allah'ım!.. O adama öyle siyah bir yılan
musallat et ki, onu sokup öldürsün. Bir daha
da gelmek nasip olmasın."
Boyacı her zamanki gibi yine yanına üç ekmek
alarak suyun kenarına gider ve elbiseleri
boyamaya koyulur. Tam bu sırada yanında bir
abid (kendisini Allah'a ibadete adayan bir
kimse) beliriverir. Abid oradaki dağlardan
birinde ibadetle meşgul olmaktadır. Boyacıya
selam vererek ona, "yanında yiyecek içecek bir
şeyin var mı? Şu kadar zamandır ağzıma bir
lokma ekmek bile atmadım. Kendisini görsem
veya koklasam yine bana yetecek" diye çok aç
olduğunu bildirir.
Boyacı hemen elini çantasına atar ve bir
ekmek çıkararak abide uzatır. Abid halinden
memnun, "Ey boyacı!..." der. Allah (Celle
Celâluhû) senin günahlarını affetsin, kalbini
arıtsın."
Boyacı ikinci ekmeği de uzatınca abid, "Ey
boyacı, Allah geçmiş ve gelecek günahlarını
affetsin" der. Bu defa da son ekmeğini
uzatınca "Ey boyacı, Allah (Celle Celâluhû)
sana Cennette bir köşk nasip etsin" diye hayır
duâda bulunur.
Akşam olunca boyacı köye döner. Köylüler
şaşkın şaşkın kendisini süzmekte ve neden
ölmediğine hiçbir mana verememektedirler.
Kesin olarak inanmaktadırlar ki, Allah yolunun
temsilcisi olan bir Peygamberin bedduâsı
muhakkak ki yerini bulmalıdır. İşte bu
düşünceler altında köylüler toplanarak hep
birden yine İsa (Aleyhisselâm)'ın huzuruna
varırlar. Durumu kendisine bildirince O da
"Çağırın onu bana" der. Çağırırlar, boyacı da
gelir, İsa Peygamber kendisine şunu sorar: "Ey
boyacı, anlat bakalım bugün ne iyilik yaptın?"
Boyacı, su başında bir abide rastladığını, ona
ekmeklerini verdiğini, her bir ekmek verişinde
de ayrı ayrı duâsını aldığını bir bir ortaya
döker. Durumu anlayan İsa Peygamber bu defa
çantasını getirip açmasını söyler. Adam da
çantasını getirerek açar. Bir de bakarlar ki
çantanın içinde simsiyap bir yılan çöreklenmiş
yatıyor. Herkes hayretten dona kalır.
İsa (Aleyhiselâm) yılana yaklaşarak "Ey siyah
yılan!..." der. "Anlat bakalım, neden bu adamı
sokup öldürmedin?" Yılan derin bir mahcubiyet
içinde şöyle cevap verir:
"Ey Allah'ın Peygamberi!... (Emrinizi yerine
getiremememin derin üzüntüsü içindeyim)
fakat dağdan birisi indi, ekmek istedi, boyacı
da bütün ekmeklerini vererek onun karnını
doyurdu. Karnı doyan adam boyacıya ard arda
üç hayır duâda bulundu ki sormayın.
Bir melek ayakta durarak devamlı "amin
(kabul et ya Rabbi!...)" diye yalvarıp yakardı.
İşte o sırada Allah (Celle Celâluhû) bir melek
göndererek demirden bir gemle benim ağzımı
gemletti, ben de boyacıyı sokup öldüremedim.
O yüzden beni bağışlayınız.
İsa (Aleyhisselâm) sonunda boyacıya müjdeyi
vererek şu tavsiyede bulunur: "Ey boyacı!...
Bundan böyle kendine yeni bir iş tut. Şüphesiz
ki Allah (Celle Celâluhû) seni bağışladı.

"Allah'ım bizi de bagışlanan kullardan eyle..lütfen sayfamızı begenmeyi unutmayın..  

Hiç yorum yok: